Kaçırılan, işkenceye uğrayan ve zorla senet imzalattırılan işadamı Sarısaçlı Akit’e konuştu!

İslami oluşum kisvesiyle istismar odaklı faaliyette bulunduğu için kapatılan Furkan Vakfı’nın Başkanı Alpaslan Kuytul’un azmettirmesi ile kaçırılıp işkenceyle senet imzalattırılan Koray Sarısaçlı, olayın perde arkasını Akit’e anlattı. 2004 ile 2019 yılları arasında Kuytulcuların vakfında da görev alan mağdur işadamı, Kuytul için “Dini istismar eden bir yalancı” tabirini kullandı. Maruz kaldığı tehditleri ve yaşadığı işkence dolu anları anlatan Sarısaçlı, Kuytul ve avanesinin maskesini indirdi...

Alpaslan Kuytul’un talimatıyla kaçırılıp darp edilen işadamı Koray Sarısaçlı suskunluğunu bozdu.

Vakıf göstermelik

Dini oluşum kisvesiyle istismarcı faaliyetleri sebebi ile kapatılan Furkan Vakfı Başkanı Alpaslan Kuytul’un, kaçırılıp işkenceyle zorla senet imzalattığı vakfın eski yöneticisi Koray Sarısaçlı, olayların perde arkasını Akit’e anlattı. Kuytul’un tutuklanmasına gerekçe oluşturulan ifadeler ve belgeleri yargıya sunan işadamı Sarısaçlı, gazetemize yaptığı açıklamada Furkan Vakfı ile ilişki kurmasının ardından kendisinden nasıl paralar istendiğini, nasıl tehditler aldığını, kaçırıldıktan sonra neler yaşadığını, Kuytul’un organizesinde mallarına çökmek üzere ne tür girişimlerde bulunulduğunu aktardı.

Yıllarca vakfın yönetimindeydim

Furkan Vakfı ile temasının 2000’li yıllarda olduğunu ve uzun yıllar vakıfta idari vazifelerde bulunduğunu söyleyen işadamı Koray Sarısaçlı, şöyle konuştu: “2004 yılından itibaren Furkan Vakfı’nın yönetiminde yer aldım. 2018-2019 senelerinde ayrılık sürecim başladı. Eşim de sıklıkla bunların yanına gidip geliyordu. Ben bunların hatalarını söyledikçe görevlerimi aldılar. Bunların hatasını, yanlışını, eksiğini söyleyemezsiniz. Bunların eksiğini söylediğiniz zaman hakkınızda karalama kampanyası başlatırlar.”

Parası olana çöküyorlar

İş faaliyetleriyle saygın bir konumda olduğunu anlatan Sarısaçlı, “Sağlık sektöründe yatırımlar yaparak alanında öncü firmalarla işbirliği anlaşmalarımız oldu. Labaratuvar bazında gerekli ruhsatları bulunan sayılı firmalar arasındayız. Bunlar malımdan mülkümden istedi. Zararlarını karşılamamı, maddi işlerini görmemi talep ediyorlardı. Birçok kişiye yapıyorlar bu baskıları” şeklinde konuştu.

Sarısaçlı, “Bunlar güç eline geçtikçe malı, mülkü olana ceza kesiyor. Alpaslan Kuytul adam gönderip, ‘şu kadar vereceksin’ dedirtiyor. Zengin adamlara ilişiyor. Güç ve para bu adamın gözünü bürümüş. Maksatları kendi para kaynaklarını artırmak” sözlerini sarf etti.

Kaçırdılar, işkence ettiler, malımı aldılar, susturdular

İstedikleri olmayınca tehditlerin başladığını ve ardından kaçırılma hadisesinin yaşandığını aktaran  Sarısaçlı, şöyle devam etti: “Bana ‘Öldürürüm seni’, ‘Yanına 10 tane adam gönderirim’ gibi tehditler savurmaya başladılar. Yolladığı adamlar, ‘Hocanın dediğini yapmazsan başına ne geleceğini biliyor musun’ diyordu. İstediklerini yapmadığım için 8 Eylül 2021 yılında beni kaçırıp darp ettiler. Bana hayvana yapılmayacak şeyler yaptılar. Size saldıran bir hayvana yapamayacağınız şeyleri bana yaptılar. Kaburgamı kırmalarına rağmen zıplayıp zıplayıp bana tekmeler attılar.  Üç defa boğazımı sıktılar ve nefesimi kestiler. O gün defalarca kez ölümden döndüm. Gözlerim bağlı şekilde işkence yaptılar. Bu işkenceleri anlatmayayım diye orada beni video kaydına aldılar. Toplamda 7 milyon dolarlık senet imzalamam karşılığında serbest kalabildim.” Sarısaçlı, “Olay sonrasında o işkenceciler hakkında suçlayıcı ifadeler verecek hürriyete sahip değildim. Buna rağmen Emniyet güçlerinin araştırmaları sonucu Furkan Vakfı mensuplarının beni kaçırma olayıyla ilgisi tespit edildi. Sahte plakalar, araba ve motosikletli takipler hepsinin görüntüleri mahkeme dosyasına girdi ve birçok kişi tutuklandı” dedi.

Vekaleti aldılar, batırmaya çalıştılar

İşkence olayının ardından yaşanan korkunç gelişmeleri paylaşan Sarısaçlı, şunları kaydetti: “Sonrasında Kuytul’un zorlamasıyla Furkan Vakfı’ndan Rıdvan Biçen’e vekalet verdim. Bu vekaletle beni bitirmek için işlemler yapmaya başladılar. Hastanemi elimden almaya, laboratuvar ruhsatlarımı iptal etmeye, mülklerimi kendi adamlarının üzerine geçirmeye kalkıştılar. Zorla alınan bu vekaletle Alparslan Kuytul’un nereleri gasp ettiği, kendi mensuplarından kimler üzerine talimatla bu mülkleri devrettiği mahkemede tek tek ortaya çıkacaktır.”

Ben verdikçe istekleri bitmedi

Sarısaçlı, “Vekalet vermek gibi bir ihtiyacım yokken bu vekaleti onlara verdim. Yoksa vekalet vermek zorunda bile olsam, uzun yıllar arkadaşlık ettiğim kişiler ve aile fertlerim varken bunların adamlarına neden vekalet vereyim? Buna zorlandım. Annemle, çocuklarımla beni tehdit ettiler. ‘Gelir tekrar kaçırırız seni’ dediler. Ben de ‘biraz versem kurtulur muyum acaba’ düşüncesiyle vekalet verdim ancak istekleri bitmedi. Daha çok istediler, sürekli adam yolladılar. Sonunda canıma tak etti ve ben de ‘belki artık kurtulurum’ düşüncesiyle savcılığa giderek her şeyi anlattım” ifadelerini kullandı.

Yanlışları ortaya çıkmasın diye sokağa indiler

Kuytul ve ekibinin geçtiğimiz aylarda Emniyet güçleriyle yaşadığı gerginliğin sebebinin bu olaydaki suçlarını perdeleme maksatlı olduğunu söyleyen Sarısaçlı, şunları vurguladı: “Mart ayındaki yürüyüş ve polislerle yaşadıkları gerginlik hedef saptırma amaçlıydı. Beni kaçırıp işkence ettirdikleri hadiseyi perdelemek içindi. ‘Ben mücahitim o yüzden benimle uğraşıyorlar’ dedirtmek için konuyu saptırmaya çalıştı. Kendi yanlışlarının ortaya çıkmaması için hedef saptırdılar. Bu adam büyük bir yalancı. Kendisinde polisin yüzde 1 gücü olsa, o eylemlerdeki görüntülerin 100 mislini yapar ve yaptırır. Kuytul’un asıl derdi, sokaklara yürüyüş yapmak için sürüklediği insanlar aracılığıyla mağdur edebiyatı yaparak kendi şahsını korumaktır.”

Adamlarını, Allah’a değil kendine bağlıyor

‘Kuytulzede’ işadamı Sarısaçlı, “Maalesef yanındakiler hiç düşünmeden Alpaslan Kuytul’a bağlılar. Kuytul’un amacı insanları dine, Allah’a değil kendine bağlamaktır. Allah’a bağlansalar Kuytul’un yanlışlarını göreceklerdir çünkü. Ona bağlananların ise şartsız itaati sağlanıyor. Böylelikle Kuytul’a bağlananlar vahşileşiyor ve kendilerinden olmayan her cemaate hasım oluyor. Kendi elemanları kendi iradesiyle umreye bile gidemez. Umreye gitmek için bile Kuytul’dan izin almaları gerekiyor” şeklinde konuştu.

Kuytul ekibinin defalarca şantajına maruz kaldığını da sözlerine ekleyen Koray Sarısaçlı, sözlerini şöyle tamamladı: “Daha elinde fazla güç yokken bunları yapan biri, güçlendikçe FETÖ’den daha beter şeyler yapar. Allah buna fırsat vermesin.”