6’lı masanın cumhurbaşkanı adayı gibi hareket ederek gerçekleştirdiği ABD turunda kayıp 8 saat skandalına imza atan ve üzerine FETÖ gölgesi düşüren Kılıçdaroğlu, daha sonra da tefeci İngilizlerden ‘fon’ dilenmeye gitmişti. Geçtiğimiz günlerde terörü ve sapkınları fonlayan Alman Friedrich Ebert Vakfı’nın paneline katılan Bay Kemal’in yarın açıklayacağı sözde ‘vizyon’ paketini de ABD’li Jeremy Rifkin’e teslim ettiği ortaya çıktı. CHP liderinin karanlık odaklarla yaptığı kirli işbirliğine hız vermesi “Kılıçdaroğlu’nun kılavuzunun küresel çete olduğu netleşti” yorumlarına yol açtı.

Altılı masanın cumhurbaşkanı adayı gibi hareket eden ve iktidar umudunu karanlık odaklarının desteğine bağlayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, her fırsatta “milliyetçi biziz” şeklinde nutukları atsa da ülkeyi küresel emperyalistlere teslim etmeye yönelik adımlar atıyor. Kayıp 8 saat ile üzerine FETÖ gölgesi düşen icazet seferinde ABD derin devletine bağlı kuruluşlarda bürokratlarla gizli görüşmeler yapan, Londra’da küresel tefecilerden para dilenen, önceki akşam Alman dış istihbarat servisi BND’nin STK ayağını oluşturan ve terör ile sapkın fonlayarak ülkemizi tehdit eden Friedrich Ebert Vakfı’nın paneline katılan Kılıçdaroğlu’nun skandalları bitmiyor.

CHP liderinin, “Ey dünya! Gözlerimize bak. İyice bak” sözleriyle gizem katmaya çalıştığı sözde vizyon belgesini, aralarında Nicolas Sarkozy ile Angela Merkel’in de danışmanlığını yapan ABD’li yazar Jeremy Rifkin’e teslim ettiği ortaya çıktı. Atamaya tepki yükselirken, Deniz Baykal’ın kızı Aslı Baykal, ”Kılıçdaroğlu seçime ABD’li danışman ile gidiyor. Kazara kazanırsa, seçimden sonra kapitülasyonları da ilan eder” eleştirisinde bulundu.

Çarpık ilişkileri Akit’e değerlendiren Araştırmacı Yazar Mustafa Albayrak, şunları ifade etti: “Kemal Bey’in bu tür davranışlarına biz artık şaşırmıyoruz. Bir kaset operasyonuyla CHP’nin başına geçtiği için sürekli kaybetmesine rağmen dış destekle parti başında durmaya devam ediyor. Tabii ki onlara diyet borcu var. O yüzden Amerika’ya gidiyor. ‘Bizim yerimiz Ukrayna’nın yanıdır’ diyerek Rusya ile aramızı açıyor. Yine Londra’da tefecilerden Türkiye’yi sözde rahatlatacağını iddia ederek para bulduğunu söylüyor. O yüzden ABD’liyi başdanışman yapmasına şaşırmıyorum. Aslı Hanım haklı. Kızının da onun izinde olduğunu görmek memnuniyet verici. Kemal Bey sadece kapitülasyonları ilan etmez, elinden gelse Sevr Anlaşmasını bile yürürlüğe sokar. Demokratik özerklik vermeyi, Türkiye’yi 22 parça federasyona bölecek anayasa taslaklarını kimlerle hazırladığını iyi biliyoruz.”

Gazeteci Murat Özer de, şunları söyledi: “28 Şubat darbecileri Kemal Derviş’i kurtarıcı diye getirdiler. Ondan sonra Türkiye’nin ne hale geldiğini gördük. Bunlar da aynı şeyi yapma niyetinde. Çünkü ayağımızdaki prangaları kopardığımız için bunar ondan rahatsızlık duyuyorlar. Ve bu 6 partinin liderleri aslında temelde bu ülkede birilerinin mümessili gibi hareket ediyorlar. Bu partilerin liderleri kendi sözlerini bile söylemiyorlar. Yoksa hiç kimse halkın seçtiği iktidardan rahatsız olmaz. Kim rahatsızlık duyuyor? Emperyalist çeteler rahatsızlık duyuyor. ‘Bu halktan bu iktidarı alın yine bize verin’ diyorlar. Şimdi Kılıçdaroğlu ve ortakları halkın iktidarını elinden alıp bu emperyalistlere teslim etme derdinde. Çünkü emperyalistler uzun bir dönemdir Türkiye’de halkın iktidar olmasından rahatsızlık duyuyorlar. Çünkü halk iktidar olduğu için Karabağ özgür, Libya’da ve Akdeniz’de bizim sözümüz geçiyor.”