‘Bay Kemal’ bay bay Kemal oldu

Kaset rezaleti sonrası CHP’nin başına getirilen ve parti içerisindeki mezhepçi kadrolaşma ile adeta “ezeli şef” gibi hareket eden Kemal Kılıçdaroğlu, “baba-oğul gibiyiz” dediği Ekrem İmamoğlu’nun desteklediği “tavşan aday” Özgür Özel karşısında kaybederek adeta “siyasi mevta” oldu.

Malum kaset sonrası CHP’nin başına getirilen ve parti içerisinde gerçekleştirdiği mezhepçi kadrolaşma ile adeta “ezeli şef” gibi hareket ederek, “Buradayım be buradayım!” diye esip gürleyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanlık dönemi sona erdi. Başkan Erdoğan karşısında girdiği her seçimi kaybeden ve 13 yılda aldığı 13 hezimete rağmen koltuğundan kalkmamakta direnen Kılıçdaroğlu, son yenilgisini “baba oğul gibiyiz” dediği Ekrem İmamoğlu’nun desteklediği “tavşan aday” Özgür Özel karşısında tattı.

Son darbe Ekrem ve Özel'den

CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’nda gerçekleştirilen ikinci tur seçimlerinde 812 oy alan Özgür Özel partinin 8. genel başkanı seçilirken, “Sırtımdaki hançerlerle seçime girmek zorunda kaldım” diyerek mağduru oynayan Kılıçdaroğlu ise 536 oyda kalarak, siyaset sahnesinden silindi. Koltukta oturduğu süre zarfında ‘tek adam’lığa doğru koşan, devletin şerefli bürokratlarına parmak sallayan, kamu kurumlarına baskın düzenleyen, her türlü kirli ittifakın içerisinde yer alan ve iktidarı ele geçirmek için bol kepçeden koltuk dağıtan Kılıçdaroğlu’nun trajik sonunu akit’e değerlendiren siyaset bilimciler, “Bay Kemal, Bay Bay Kemal oldu” görüşünde birleşti.

Hep silik bir profil çizdi

Konuyla ilgili gazetemize konuşan Optimar Araştırma Şirketi Başkanı Hilmi Daşdemir, şunları dile getirdi: “Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili her şey aslına bakarsanız bir kurguydu. Kendisi proje bir isim olarak öne çıkarıldı. Her yerde önü açıldı. Hayatına baktığınız zaman bunu görebilirsiniz. Tunceli’den çıktıktan sonraki hayatı bunu açık bir şekilde gösteriyor. Nasıl SGK Genel Müdürü oldu? Orada neler yaptı? Aynı şekilde Cumhuriyet Halk Partisi’ne geldikten sonraki süreçte de önünün açıldığını görüyoruz. Onu ‘Gandi Kemal’ diye lanse edenlere iyi bakmak, iyi anlamak gerekiyor. İstanbul’daki İBB adaylığı sürecinde kendisine oy vermekten aciz bir duruma düştüğü halde medyada parlatıldı. Ardından CHP’ye genel başkan seçtiler. Genel başkan seçilmesine en büyük desteği veren CHP’nin politbüro şefi Önder Sav’ı ilk fırsatta harcayarak, ona dirsek göstererek halk tabiriyle oyundan çıkardı. Sonrasında yaşadığı hezimetler. Sürekli tehdit eden ve insanlara hakaret yağdıran, ‘yolsuzluğa karşı çıkacağım’ diyerek torununa bile sigorta yaptıran bir profil çizdi. Kemal Bey siyasette silik bir portre olarak kaldı. Ve biz muhtemelen yarından itibaren Kılıçdaroğlu’nu unutmuş olacağız.”

Önce tebrik sonra ittifak

CHP’nin 38. Olağan Kongresi’nde bir değişim yaşanmadığını sadece Kılıçdaroğlu’nun gidip yerine fotokopisinin geldiğini kaydeden Daşdemir, şöyle devam etti: “Cumhuriyet Halk Partisi’nin yönetiminde değişen sadece isimler oluyor. Geleneklerinde hiçbir zaman bozulma yoktur. İki aday da hem Selahattin Demirtaş’a hem Osman Kavala’ya, bir yerde FETÖ’ye ve emperyalist Batı’ya selam çaktılar. İkisi de yaptı bunu. Dolayısıyla bir farkları yok. Sadece İYİ Parti’yle ittifakların yapabilmesi için zemin biraz daha rahatladı. Kılıçdaroğlu olduğu zaman bu biraz daha zor olacaktı. Yakında tebrikler başlar, ardından ittifak görüşmeleri devam eder.”

“Demokrat Dede” lafta kaldı

Doç. Dr. Ali Fuat Gökçe ise şunları kaydetti: “Kemal Kılıçdaroğlu, Deniz Baykal’dan kaynaklanan sıkıntılara karşı tepki sonucu Cumhuriyet Halk Partisi’nin başına gelmişti. O dönem içerisinde büyük umutlar vaat ediyordu. Fakat CHP’nin iktidar sorununa ilaç olamadı. Her ne kadar ‘Demokrat dede’ şeklinde güzellemeler yapılsa da uygulamalarda bunun böyle olmadığı da ortaya çıktı. Parti içerisindeki yapılanmalar ya da sesin yüksekten çıkarmak isteyenlere karşı uygulamış olduğu bazı politikalar sıkıntılara sebebiyet verdi. Bu da Kılıçdaroğlu’nun aslında demokrat bir kimliğinin olmadığını ortaya koydu. Dolayısıyla 13 yıl CHP’nin liderlik koltuğunda kaldıktan sonra önceki akşam önce birinci turda, ardından ikinci turda açık bir farkla kaybetti.

Anadolu tokadını yedi

“Bu tabii Kılıçdaroğlu için istenmeyecek ama beklenen bir sonuçtu. Çünkü eğer Kılıçdaroğlu devam etseydi CHP içerisinde büyük bir kesim bu seçimlerde CHP’nin adaylarına oy vermeyebilirdi. Ya da sandığa gitmeyebilirdi. Tabii Kılıçdaroğlu’nun Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel başkanlık koltuğunda 13 yıl oturup hiçbir seçim kazanamaması ve genel başkanlık yarışında hem ilk turda hem ikinci turda kaybetmesi kendisi açısından da talihsizlik oldu. Türk siyasi kültürüne aykırı hareket ettiğiniz zaman kaybedersiniz. Milli hassasiyetlere aykırı hareket ettiğiniz zaman kaybedersiniz. Bunu hem seçimlerde hem de CHP kongresinde gördük. Dolayısıyla Anadolu gerçeğini hiç kimsenin göz ardı etmemesi lazım.”