6’lı masanın, ‘dini inanç’ ifadesinin çıkarılmasını istediği başörtüsü düzenlemesiyle ilgili bir açıklama yapan CHP eski milletvekili ve 29 Ekim Kadınları Derneği Başkanı Şenal Sarıhan, “Bir suçun gizlenmesi anlamında bir erkek de kadınmış gibi çarşaf giyebilir. Terör örgütleri, uyuşturucu kaçakçıları bunu rahatça kullanır. Suç aletini saklamak isteyen kötü niyetliler bundan yararlanır” dedi.

Sözde helalleşme adı altında mütedeyyin kesimden oy devşirmeye çalışan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Meclis’e sunduğu 3 maddelik kanun teklifini sineye çeken, Başkan Erdoğan’ın “Madem öyle başörtüsüne anayasal güvence getirelim” resti sonrası genetik kodlarına dönen zillet bileşenleri ile arka bahçesi konumundaki feminist dernekler ve fondaş medya kudurdu.

Başörtüsüne anayasal güvence getirilmesinin terör örgütlerince rahatça kullanacağını öne süren eski CHP milletvekili ve 29 Ekim Kadınları Derneği Başkanı Şenal Sarıhan, şu skandal açıklamayı yaptı: “Bir suçun gizlenmesi anlamında bir erkek de kadınmış gibi çarşaf giyebilir. Terör örgütleri, uyuşturucu kaçakçıları bunu rahatça kullanır. Suç aletini saklamak isteyen kötü niyetliler bundan yararlanır. Bu anayasada güvence altına alınan laiklik ilkesiyle tamamen çelişen antilaik bir önerme. Türkiye’nin İran, Pakistan, Afganistan olma olasılığı çok güçlü olur.”
Sarıhan’ın sözleri, ADD ile sözde feminist kadın derneklerinin, ‘eski Türkiye artığı’ siyasetçilerin ve malum zihniyete güdümlü hukukçuların hastalıklı ruh halini yansıtan rezil açıklamalarını akıllara getirdi. Başörtüsü gördüğünde kırmızı görmüş boğaya dönen azgın azınlığın hastalıklı ruh halini gözler önüne seren açıklamalardan bazıları:

Eski CHP milletvekili ve ADD Başkanı Hüsnü Bozkurt: “Bu teklif başörtüsüne özgürlük kılıfı altında Türkiye Cumhuriyeti’nin laikliğini ortadan kaldıran, tek eşlilik kuralını ortadan kaldıran, aydınlanma devrimlerini işlevsiz bırakan vahim bir teklif.”

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü: “İktidar canı ne isterse yapıyor. Anayasa değişikliği yapılmak istenmesi düşündürücü ve tehlikelidir.”

Eşitlik İçin Kadın Platformu’ndan Avukat Hülya Gülbahar: “Anayasa değişikliği teklifi gerek laiklik ve demokrasi gerekse yurttaşlık hakları açısından ülkede tam bir kaos yaratacak bir değişiklik.”

Zilletin ‘akıl hocası’ Hüsamettin Cindoruk: “Muhalefet partilerini iktidarın anayasanın laiklik ilkesinin çiğnenmesine yol açacak anayasa değişikliği senaryosunda figüran olmamak için kanun teklifinin görüşüleceği komisyonlarda ve Genel Kurul’da yapılacak toplantılarına katılmamaya çağırıyoruz.”

Başörtülü avukatları duruşmadan atmasıyla bilinen eski Yargıçlar Sendikası Başkanı Mustafa Karadağ: “Bu sıkıntı laiklik, demokrasi ve hukuk devleti ilkesine aykırı olur. Çünkü bu insanları ileride kesinlikle laiklik karşıtı ve gerici bir yorum yapmaya iter.”

Zillet paydaşlarının ve fonlu medyasının pusuda beklediğini kaydeden Din Bir Sen Genel Başkanı Yusuf Özdemir ise, şu değerlendirmede bulundu: “Bunlar dün de bugün de aynı zihniyeti taşıyor. Daha önce siyasi rant elde etme adına başörtüsü için bir yasa teklifi hazırladılar ama onun altını dolduramadılar. Çünkü zihin kodlarında ve akıl arkalarında oluşan örtü karşıtlığı önlerine geldi. Bugün başörtüsü özgürlüğünün terörizme yarayacağını söylemeleri, onların kendi kafa yapılarının ve ideolojilerinin ne kadar kirli olduğunun göstergesidir. Bu açıklamalar, malum zihniyetin 28 Şubat’tan kalma hastalıklı ruh halini koruduğunu bir kez daha ispat etmiştir. Vesayetçi zihniyet sinsi bir şekilde aynı yerde duruyor ve ellerine yetkiyi geçirdiklerinde neler yapacaklarının sinyalini veriyor. Onun için bütün vatandaşlarımız bu güruha karşı dikkatli olsunlar. Evrensel bir yaşam biçimi olan bugünkü özgürlük ortamını yarın aramayalım. 28 Şubat zihniyetini tekrar hortlatmayalım.”