Adalet Divanı'nın adaleti bu!
Adalet Divanı'nın adaleti bu!
Avrupa Birliği’nin (AB) en üst düzey yargı organı olan Avrupa Adalet Divanı yine skandal bir kararın altına imza attı.
Avrupa Birliği’nin (AB) en üst düzey yargı organı olan Avrupa Adalet Divanı yine skandal bir kararın altına imza attı.
Avrupa Birliği’nin (AB) en üst düzey yargı organı olan Avrupa Adalet Divanı, bir işverenin iş yerindeki çalışma yönetmeliklerine dahil edilmiş tarafsızlık politikası gerekçesi ile, çalışanlara başörtüsü takmayı yasaklayabileceği skandal kararına imza attı.
Mahkemeye göre, şirketin, ayrım gözetmeksizin tüm çalışanlarına, görünür şekilde dini, ideolojik veya manevi işaretler takmayı yasaklaması, doğrudan bir ayrımcılık sayılmıyormuş. Haç işaretleri için Divan'ın aynı kararı verip vermeyeceği merak edilirken, kararın Türkiye'deki muhalefete ve özellikle de "Avrupa'da hukuk var" diyen DEVA, Gelecek Parti, İyi Parti yetkililerine kapak mahiyetinde.
Avrupa Adalet Divanı bugün açıkladığı kararı, 2018 yılından bu yana Belçika'da devam eden bir anlaşmazlık nedeniyle aldı.
"Avrupa'da davalar hızlı yürüyor, Türkiye'de ise yılları buluyor" diyen Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu, Temel Karamollaoğlu'nu yalanlayacak şekilde 4 yılda karar verilemeyen dosyada, verilen karar da vicdanları sızlattı.
L. F adlı Müslüman kadın, sosyal konutları yöneten bir şirkete staj başvurusunda bulundu. Şirket, görüşme sırasında, staj sırasında başörtüsünü çıkarmayacağını söyleyen kadının başvurusunu reddetti.
L.F, birkaç hafta sonra, farklı türden bir başörtüsü takmayı önerdi ancak şirket tam bir despot kafa ile, "ofislerde kep, şapka veya başörtüsü takmaya izin verilmediğini" belirterek, bu öneriyi de geri çevirdi.
Bunun üzerine kadın, iş mahkemesine başvurarak, şirketin Genel Ayrımcılıkla Mücadele Yasası'nı ihlal ettiğini savundu.
Kadın stajyer, "Dini inançlara dayalı doğrudan veya dolaylı ayrımcılık sonucu staja kabul edilmediğini" belirterek, kararın iptalini istedi.
BELÇİKA MAHKEMESİ KONUYU ADALET DİVANI'NA TAŞIDI
Belçika'daki mahkeme de, Avrupa Adalet Divanı'a başvurarak, "Dini çağrışım içeren işaret ya da giysi yasağının din temelinde doğrudan ayrımcılık içerip içermediğini" sordu.
Adalet Divanı tam bir vicdansızlığa ve çifte standarta imza atarak, “Bir şirketin, ayrım gözetmeksizin tüm çalışanlarının görünür şekilde dini, ideolojik veya manevi işaretler takmasını yasaklaması durumunda, doğrudan bir ayrımcılık söz konusu olmadığını” hükme bağladı.
Mahkemeye göre, tarafsızlık politikasının çalışma mevzuatında yer alması durumunda bir işveren, çalışanlarına başörtüsü takmayı yasaklayabilir.
Mahkeme, dini veya ideolojik inançların ifade edilmesi yasağı, "evrensel olarak ve ayrım gözetmeksizin tüm çalışanlar için geçerli olduğunu ve bunun ayrımcılık içermediğini iddia etti.
Avrupa Adalet Divanı'na göre, işveren bunu meşru bir amaçla nesnel olarak haklı gösterebiliyorsa ve bunu "uygun ve gerekli" araçlarla yapıyorsa, muamele farklılığının dolaylı ayrımcılık teşkil etmiyor.
Divan'ın kararına, "Avrupa'da hukuk var, Türkiye'de yok" diyen Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener, Temel Karamollaoğlu, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu'nun ne diyeceği merak ediliyor..
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.